Enerji’de Genel Durum (Kısa Durum Tespiti)

ENERJİ’DE GENEL DURUM
(Kısa Durum Tespiti)

Tarihe bakıldığında, medeniyetlerin (ve ülkelerin) ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerinin; zengin enerji kaynaklarına sahip olmalarına, bu kaynaklarını geliştirebilmelerine, verimli ve ülke çıkarlarına uygun kullanabilmelerine paralel olduğu görülmektedir.

Bu durum (Enerji), bilhassa sanayi devriminden sonra üretimin başlıca ve vaz geçilmez unsuru olarak ortaya çıkmasıyla birlikte günümüzde de; ekonomik kalkınmanın, üretimin ve müreffeh yaşamın, zengin enerji kaynaklarına sahip olmaktan ve bu enerjiyi verimli kullanmaktan geçtiği bellidir.

Diğer taraftan enerjinin, siyasetin ve uluslararası ilişkilerin başlıca belirleyici unsuru olduğu (bu cümleden hareketle) Şubat 2022 ayında Rusya’nın Ukrayna’yı silahlı bir şekilde işgale başlamasıyla kendini iyice hissettirmektedir. Öyle ki, enerji kaynakları (doğalgaz ve petrol) itibarıyla Rusya’ya bağımlı olan Avrupa Birliği ülkeleri sırf bu bağımlılıkları sebebiyle esaslı bir tepki veremedikleri, sözde bir takım ekonomik yaptırımlar ve kınama beyanlarıyla mevcut durumu idare etmeye çalıştıkları görülmektedir. Bilinmektedir ki, daha ileri tepki ve karşılıkların, enerjideki bu bağımlılık nedeniyle kendi ekonomilerine büyük zararlar vereceği açıktır ve netice her ülke öncelikle kendi halkını ve ekonomisini düşünmektedir.

Enerji, ticari yönü itibarıyla da, sahibi olan (üretilen) ülkeye ihracatı dolayısıyla maddi ve stratejik üstünlük sağlarken, bunu alan ülkelere de ithalatı dolayısıyla maddi (parasal/döviz ) külfet ve bağımlılık yaratacağı tabiidir.

Bu derece önemli ve hayati olan Enerji; genel olarak doğal enerji kaynakları olarak adlandırılan kömür, petrol, doğalgaz, güneş, su ve rüzgar kuvvetinden ve termal kaynaklardan elde edilmektedir. Bu kaynaklardan su, güneş, rüzgar ve termal kaynaklar yenilebilir enerji kaynağı olarak adlandırılırken, kömür, petrol ve doğalgaz fosil enerji kaynağını oluşturmaktadır.

Elektrik enerjisi de bir enerji kaynağı olmakla beraber ikincil bir kaynaktır. Yani elektrik enerjisini elde etmek için başka enerji kaynaklarına (su, güneş, rüzgar. Doğalgaz gibi) ihtiyaç duyulur.

Günümüzde kullanılan enerji miktarı çok arttığı ve bununda doğal enerji kaynaklarından karşılanması güçleştiği için 20. Yüzyılın ortalarından itibaren elektrik enerjisi üretiminde atom enerjisinden (nükleer enerji) istifade edilmesi yoluna gidilmiştir.

Bu kısa açıklamalardan sonra Ülkemizin enerji kaynaklarındaki durumu, üretimi, kapasitesi genel çerçevede ve basit şekilde aşağıda özetlenecektir.

-Petrol ve Doğalgaz:

Ülkemizin yıllık hampetrol ve petrol ürünü tüketimi yaklaşık olarak 31 milyon ton civarındadır. Söz konusu ihtiyaç sırasıyla Irak, Rusya, Arabistan, Kazakistan, Nijerya, Norveç, Libya,… ‘dan karşılanmaktadır.

Yıllık hampetrol üretimimiz 2–2,5 milyon ton civarında olup, ihtiyacımızın sadece % 7’sini karşılayabilmektedir. Yani petrol tüketimimizde % 93 oranında başka ülkelere bağımlı durumda bulunmaktayız.

Üretimin % 75’i milli şirketimiz olan TPAO tarafından gerçekleştirilmektedir.

Yine bu üretimin (2-2,5 milyon ton) % 80’i de 1960 yılından evvel keşfedilen sahalardan elde edilmektedir ki, bu durum son 50-60 yıldır petrol keşfi ve üretimi konunda bir başarı sağlanamadığını göstermektedir. Bu hususa, Ülkemiz kara toprağının sadece 1/5’lik, denizlerimizin ise % 1’lik kısmının petrol açısından araştırma ve arama faaliyetlerine konu edilebilmiş olmasının payı olduğunu belirtmek gerekecektir.

Ancak, son yıllarda ülkemizin aldığı derin deniz sismik ve petrol arama gemilerinin arama ve üretim faaliyetlerinde başarı sağlayacağı, bu meyanda Karadeniz Münhasır Ekonomik Bölgesinde yapılan keşiflerin umut ve heyecan yarattığı da bellidir.

Doğalgazda 2020 yılı ithalatımız 48,5 milyar m³ civarındadır. Bu ithalatın büyük bir kısmı % 34 ile Rusya’dan karşılanmıştır. Daha sonra sırası ile Azerbaycan (%24), Cezayir (%12), İran (%12), Nijerya (% 4),… gelmektedir.

Ülkemizin yıllık yaklaşık 48-50 milyar m³’lük ihtiyacının ancak % 1’ine yakın kısmı yerli doğalgaz üretiminden karşılanmaktadır

İthal edilen doğalgazın % 32’si konutlarda kullanılırken geriye kalan kısmı %68’i elektrik üretimi ve sanayide kullanılmaktadır. Bu durum, elektrik üretimi ile doğrudan sanayide (örneğin demir çelik fırınlarında) kullanılan doğalgazda ne denli dışa bağımlı ve hassas bir noktada olduğumuzu göstermektedir.

Nitekim, Ocak 2022 ayında İran’ın sözleşmelere rağmen doğalgaz sevkini kısmasıyla sanayimizin günlerce üretimini durdurması veya düşük kapasite ile çalışmak zorunda kalması halen hafızalardadır.

2021 yılında enerji ithalatına (petrol + doğalgaz + kömür) ödenen tutar 50,7 milyar $ olmuştur. Bu tutar yine 2021 yılındaki 46 milyar $ dış ticaret açığından daha fazla, ve 15 milyar $ olan cari açığımızın 3,5 katı tutarındadır. Bir başka açıdan bakıldığında ise, 2021 yılının tamamında yaptığımız 225 milyar $’lık ihracat gelirimizin % 22,5’luk kısmı sadece enerji alımına harcanmış olmaktadır.

Petrol ve doğalgaz fiyatlarının 2022 yılı başlarından itibaren uluslararası gelişmelerin de etkisiyle görülmedik şekilde yükselmesi enerji maliyetini artıracak olup, böyle devam etmesi durumunda 2022 yılında enerji ithaline ödenecek tutarın 85 – 90 milyar $’ı bulabileceği tahmin edilmektedir.

Görüleceği üzere enerjide çok büyük oranda olan dışa bağımlılığın; stratejik sıkıntılar yanında mali olarak da ülkemizi zorlayacağı anlaşılmaktadır.

-Kömür :
Bir enerji kaynağı olarak kömür ülkemizin muhtelif yerlerinde çıkarılmaktadır.

Ülkemiz taş kömürü açısında fakir, linyit kömürü açısından ise zengin veya kendisine yeter düzeydedir.

Zonguldak’ta çıkarılan taş kömürü (ısıtma değeri 6100 cal/kg’ den fazla) sanayinin kok ihtiyacını bile karşılamaktan uzaktır ve gerek sanayi gerekse elektrik üretimi için büyük oranda ithal edilmektedir.

Kükürt ve kül oranı yüksek olan linyit kömürü (ısıtma değeri 4600 cal/kg’ den düşük) daha ziyade elektrik üretimi için termik santrallerde ve konutlarda yakacak olarak kullanılmaktadır.

-Güneş :
Ülkemiz, yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak güneş enerjisi bakımından oldukça zengin sayılmasına rağmen bu potansiyelden gereği gibi faydalanıldığı söylenemeyecektir.

Güneş enerjisi kaynağından elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirilmektedir.

2020 yılındaki toplam elektrik üretiminin sadece % 3,5’ lik kısmı güneş enerjisinden elde edilmiştir ki, bu oran potansiyelin çok altında bulunmaktadır.

-Rüzgar :
Yine bir yenilebilir enerji kaynağı olan Rüzgar Enerjisi planlama, yatırım ve üretim itibarıyla Güneş Enerjisine nazaran daha aktif ve verimli bir durumda bulunmaktadır.

2020 yılında üretilen elektrik üretiminin % 8,1’lik kısmı Rüzgar Enerjisinden elde edilmiş olup, gelecekte daha büyük potansiyele ulaşacağı düşünülmektedir.

-Jeotermal Enerji :
Dünyada jeotermal zenginliği açısından 7. Sırada yer aldığımız bu enerji kaynağının başlıca, elektrik enerji üretiminde, konut ve sera ısıtmasında, kaplıca amaçlı vb. kullanıldığı görülmektedir.

2020 yılında 306,7 milyar kWh olarak üretilen elektrik enerjisinin %3,2’lik kısmı jeotermal enerji kaynağından elde edilmiştir ki, mevcut potansiyelin bu miktarın 3 katına yakın olduğu hesaplanmaktadır.

Diğer taraftan, jeotermal kaynağının verimli kullanılması ile bilhassa Ege Bölgemizin büyük bir kısmında konut ve sera ısıtmasının temin edilebileceği hesaplanmaktadır. Bunun gerçekleşmesinin çok büyük oranda enerji tasarrufu sağlayacağı açıktır.

-Elektrik Enerjisi :
Halk arasında enerji denince akla elektrik enerjisi gelmektedir. Öncede ifade edildiği gibi elektrik enerjisi ikincil bir enerjidir. Yani bu enerjiyi elde etmek için başka enerji kaynaklarına (kömür, su, petrol, rüzgar, güneş gibi.) ihtiyaç duyulur.

Her türlü yaşamsal ve ekonomik faaliyetlerin temel ve asıl girdisi olarak elektrik enerjisinin kullanım alanının genişlemesi bu enerjiye duyulan talebi de artırmaktadır. Dolayısıyla gelinen bu noktada elektriksiz bir yaşam adeta mümkün görülmemektedir.

Elektrik enerjisi aynı zamanda kalkınma ve refah düzeyinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Ülkemizde 2020 yılında 306,7 milyar kWh elektrik üretimi gerçekleştirilmiş olup bu üretimin kaynakları aşağıdaki gibidir.

Doğalgaz …………. %23,1
İthal Kömür …………%20,4
Hes ………………….%18,7
Linyit kömürü ……….%12,4
Rüzgar ……………. .%8,1
Akarsular …………. %6,7
Güneş …………… .%3,5
Jeotermal ………… %3,1
Diğer ………………..%1,9

Tablodan görüleceği üzere elektrik üretiminin en büyük iki kaynağı doğalgaz ve ithal kömürdür. Toplam içindeki oranı da % 43,5 dir. Bu durum ülkede üretilen elektrik üretiminin neredeyse yarısına yakın kısmının dış kaynaklı (ithal) olduğunu göstermektedir (En son yayınlanan 2021 Şubat ayı göstergelerine göre elektrik üretiminde doğalgaz + ithal kömürün payı %51 olmuştur.).

Söz konusu dış kaynakların herhangi bir şekilde aksaması, kısılması veya kesilmesi halinde elektrik üretimimizin yarı yarıya düşeceğinden hareketle, bunun ülkemiz ekonomisi, sosyal hayat, sağlık ve diğer her alanda nasıl bir sıkıntı yaratacağını düşünmek bile ürkütücü olacaktır.
Yani, içinde bulunduğumuz coğrafya, uluslararası ilişkilerdeki karmaşa, bölgesel sorunlar göz önüne alındığında, bu kadar hayati bir ihtiyaç olan elektrik üretiminin mutlaka yerli kaynaklardan sağlanması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Kalkınma ve refah düzeyinin göstergesi olarak da kabul edilen elektriğin kişi başına düşen tüketim miktarı da ayrıca önem kazanmaktadır.

Kişi başına elektrik tüketimi 2000 yılında 1.450, 2010 yılında 2350, 2020 yılında da 3.124 kWh/kişi’dir. Yani 20 yılda 1.450’den 3.124 kWh’a yükselebilmiştir.

Türkiye’nin de içinde yer aldığı 36 OECD ülkesinin 2020 yılı ortalama kişi başına düşen elektrik tüketimi 8.000 kWh’dır. Yani, OECD ortalaması Ülkemizin 2,5 katıdır. Bu kişi başına tüketim miktarıyla ülkemiz OECD’ de sondan ikinci sıradadır.

Elektrik enerjisinde bir diğer önemli ölçü iletim hatlarındaki kayıp ile dağıtımdaki kaçak oranlarıdır. 2019 yılı göstergelerine göre kayıp-kaçak oranı(%2+%9) %11 civarındadır. Aynı yıldaki OECD ortalaması ise %6’dır.

Bir diğer gösterge de elektrik enerjisinin tüketim alanları ile ilgilidir.

2020 yılı göstergelerine göre üretilen elektriğin tüketimi;

– Sanayide…………………..%43
– Ticarethanelerde………… %25
– Meskende………………….%25
– Tarımsal sulamada……….%4,5
– Sokak aydınlatılmasında…%2,5
Oranındadır.

Görüleceği üzere elektrik tüketimin % 72,5’lik kısmı doğrudan ülkenin ekonomik faaliyetleri ile ilgidir ve bu durum, elektriğin ne kadar stratejik bir kıymet olduğunu göstermektedir.

Yukarıda Ülkemizin enerji kaynaklarındaki hali hazırdaki durumu özet olarak ve bir durum tespiti noktasında ele alınmış, bir fotoğrafı gösterilmeye çalışılmıştır.

Tabii ki enerjinin, kaynak, imkan, temin, tüketim, ticareti konularında yani, enerji politikası hakkında pek çok eleştiri, teklif, tespit, yorum yapılabilir ve yapılmalıdır.

Ancak bütün bunların (her bir konunun) ayrı ayrı olmak üzere çok daha geniş platformlarda, çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekir.

İfade edildiği üzere burada; sade, kısa, sınırlı ve özet olarak bir durum tespiti yapılmıştır.

İDEAL TOPLUM PLATFORMU
– Enerji Komisyonu –



Bir yanıt yazın